1680— Çalışabilen ancak kullanışlı olmayan ilk
içten yanmalı motor 1680 yılında Hollandalı Christiaan Huygens ’in yaptığı barutun yanması ile çalışan
pistonlu makine oldu. Kapalı bir silindir içinde patlayan barut kayabilen bir
pistona etki ederek piston’un hareket etmesini sağlamaktaydı.
1698— İngiliz Thomas JAVERY ilk buharlı makinayı yaptı
1769— İngiliz James Watt uzun süreli çalışan buharlı makinayı yaptı
1769— Kendi kendine hareket hareket eden ilk araç İsveçli mühendis ve topçu
yüzbaşı
1769 FardierNicolas Joseph Cugnot ( 1725-1804 ) tarafından yapılmıştır. Fransız
ordusu için 1765 yılında başladığı çalışmalarını 1769 yılında tamamlayarak
buhar türbinini geliştirmiş ve 3 tekerlekli bir arabanın önüne kazanı ile birlikte
bir buhar makinesi monte ederek ilk motorlu taşıt olarak kabul edilen ateşli
askeri traktörü Fardier’i üretmiştir.Bu makine iki silindirden oluşuyordu .
Makinanın krankından alınan dönme hareketi bir bisiklet zinciri ile öndeki
tekerleği harekete geçiriyordu. Direksiyon tertibatıda aynı tekerleği kumanda
ediyordu.Saatte 4-5 km
hızla 15 dak. hareket edebiliyordu. İlk buharlı yol aracı Fardier at arabaları
ve kağnıların arasında kendini gösterirken denemeler sırasında duvara çarparak,
motorlu araçlar tarihindeki ilk trafik kazasına da imzasını atmıştı. Cugnot’un
yaptığı otomobil halen Paris sanayi müzesinde saklanmaktadır.
1785— Richard Threvithick dişli transmisyon kullanarak arabasını 150 km yol yaptırmıştır.
1787— Oliver Evans Amerikada yolcu taşıyan araç yapmıştır.
1794—İngiliz mühendis Mr. Robert Street , terementin ve hava karışımını bir
alevle ateşleyerek çalışabilecek bir motor projesi yaptı. Motor tersine
çevrilmiş bir silindir ve hareketli bir pistondan meydana gelmişti.Silindirin
alt tarafı veya silindir kafası bir ocakla ısıtılırken üst kısımları suyla
soğutulmaktaydı. Bu ilk makinede birkaç damla terebantin esansı yakacak olarak
kullanılmakta ve yanmayı temin edecek havayı silindire çekebilmek için piston
bir levye vasıtasıyla hareket ettirilerek yukarı kaldırılmaktaydı. Ayrıca
piston, silindir kafasına açılmış bir aralığa temas ettirilen harici bir alevin
karışımı yakması veya meydana gelen patlama ile de yukarıya hareket
edebilmekteydi. Silindirlerin su ceketiyle soğutulması, meydana gelen gayet
düşük basınç dolayısıyla pistonun aşağıya dönüşünü temin içindi.Motorun
çalışabilmesi için içine hava pompalanması gerekiyordu .Bu buluş bazı
sakıncaları nedeniyle uygulama alanı bulamadı ama sonradan bu alanda
çalışacaklara ön fikir verdi..
1796—Murdock katı yakıtlardan hava gazı elde etmeyi başarmıştır. Hava gazı
özellikle maden kömüründen özel yöntemlerle elde edilir içten yanmalı
motorlarda yakıt olarak kullanılan hava gazı bu motorların gelişmesinde önemli
rol oynamıştır
1801—İngiltere’de Richard Threvithick yolcu taşıyan araç yapmıştır.
1824— Sonradan içten yanmalı makinelerin, özellikle diesel motorlarının temel
ilkeleri, genç bir Fransız mühendisi Sadi Carnot tarafından ortaya atıldı:
a -- Yakıtın sıkıştırılmış hava içinde kendiliğinden yanışı . 15/1 oranında
sıkıştırılan havanın 300 ºCye kadar ısındığı ve bu durumdaki havanın kuru odun
parçalarını yaktığı.
b -- Yanmadan önce havanın sıkıştırılması .Carnot, yanmanın atmosferik basınç
yerine yüksek basınçta olmasını ve yakıtın sıkıştırma sonunda ilave edilmesini
düşündü ve böylece kolaylıkla enjektörü keşfetmiş oldu.
c -- Makine silindirlerinin soğutulması . Carnot, devamlı bir işletme için
silindir duvarlarının soğutulmasının gerekli olduğunu buldu.Profesör R. Diesel
buna inanmadı, fakat çetin çalışmalar neticesinde bu konuda Carnot ile aynı
fikre sahip oldu.
d --Egzost gazlarının ısısından yararlanma. Yüz seneden daha fazla bir zaman
geçtikten sonra, Carnot un bu buluşundan egzost gazlarını bir kazanın boruları
arasından geçirmek suretiyle yararlanma yoluna gidilmiştir. Halen gemilerde ve
endüstride bu ilkeden yararlanılarak egzost gazlarının artık ısısından
faydalanılmaktadır.Özellikle diesel motorlarıyla donatılmış gemilerdeki
yardımcı kazanlar hem akaryakıt ve hem de egzost gazlarıyla çalışacak şekilde
yapılmaktadır.
1830—15 – 20 km
hızla giden buharla çalışan 14 yolcu taşıyabilen yolcu otobüsleri imal edildi.
1860—İngiliz Parlementosu bütün arabaların iki sürücüsü ve önünde gündüz
kırmızı bayrak gece kırmızı fener bulunmasını şart koşan
kanun çıkardı. Bu kanun motor gelişim hızını biraz durdurmuştu. 1896 yılında bu
yasa kaldırıldı.
1860—İlk petrol kuyularının kazıldığı yıllarda hava gazı ile çalışan ticari
bakımdan elverişli ilk motor Belçikalı mühendis Jean Joseph Etienne Lenoir (
1822-1901 ) tarafından yapılmıştır. Bu motorda hava - yakıt ( hava gazı )
karışımı piston tarafından silindirin içine çekilmekte ve bu karışım bir
elektrik sparkı yardımıyla ateşlenmekte ve piston strokunun sonuna
itilmektedir. Egzost gazları ise dönüş strokunda dışarıya atılmaktadır. Lenoir
in makinesi gayet güzel çalışmakla beraber en önemli sakınca yanmanın
atmosferik basınçta oluşu sebebiyle termik verimin yaklaşık olarak %4 civarında
bulunuşuydu. Yani hava gazı sıkıştırılmadan ateşlendiğinden motorun devri ve
gücü ( sadece 1,5 HP ) istenilen seviyeye ulaşamadığından başarılı sonuç tam
olarak elde edilememiştir.
1862—Fransız mühendisi Alphonse Eugene Beau de Rochas ( 1818-1893 ) 4 zamanlı
çevrimin esaslarını ortaya koydu. Böylece 1. zamanda emilen yakıt hava
karışımının ateşlenmesinden önce sıkıştırılması gerektiği prensibide Rochas
tarafından bulunmuş oldu. İçten yanmalı makinelerin verimini yükseltebilmek
bakımından aşağıdaki fikirler Beau De Rochas tarafından ileri sürüldü :
a) mümkün olan en büyük silindir hacmi ile en az soğutma yüzeyi,
b)genişlemenin mümkün olan çabuklukta yapılması,
c) genişleme başlangıcında mümkün olan azami basınç .
1867—Alman mühendis Nicholaus August Otto ve Eugen Langen ( 1833-1895 ),
Rochas’ın bulduğu prensipleri pratiğe çevirerek dört zamanlı çevrime sahip
motoru yapmışlardır.
1875—Viyanalı Siegfried Marcus ( 1831-1898 ) geliştirdiği motorla viyana
sokaklarında 12 km
hızla gezerken halkın panik yaşamasına sebep olmuş birkaç kaza yapmıştır. 17
suçtan mahkemeye verilen Marcus keşif yapmayı bıraktı.
1876—Nikolaus August Otto ( 1832- 1891 ), uzun yıllardan beri sürdürülen
"Güç Kaynağı" arayışına son vererek ilk dört zamanlı gaz motorunu
üretti.Otto’nun yaptığı 4 Zamanlı motorda ateşleme alevle yapıldığı için motor
devri ancak dakikada 150-200 devire çıkabiliyordu. Kontrollü bir ateşlemesi
olmayan bu motor geniş bir uygulama alanı bulamadı. Otto’nun çalışma
arkadaşlarından Gottlieb Daimler ( 1834-1900 ) , Ottodan ayrılarak kurduğu
atölyede sıcak boru ateşlemesi denilen bir sistemi geliştirdi. Boru sıcaklığı
ayar edilerek , motor devrini ve çalışmasını kısmen kontrol altına aldı.
Böylece motor devrini 800-1000 d/d’ya çıkarmayı başardı. Bu içten yanmalı
motorların otomobillerde kullanılabileceğini ortaya koydu. Fakat motorlarda
hala yakıt olarak hava gazı kullanılıyordu. Bundan sonraki çalışmalar
havagazının yerine benzinin kullanılmasını sağlamak için ; benzini pülverize
ederek hava ile karıştırılması üzerinde yoğunlaştırıldı. Bu amaçla Daimler
Almanya’da , Forest Fransa’da çalışmalar yaptılar. Forest , filit tulumbası
esasına göre çalışan ilk karbüratörü yaptıysa da başarılı olamadı.Daimler ise ,
havayı sıvı yakıt içerisine iterek yakıtı zerrelerine ayırıp bu zerreleri de
ateşlemeden önce sıcak boru temas ettirerek buhar haline getirmeye çalıştı .
Sonunda Daimler bu iki prensibi birleştirerek arkadaşı Wilhelm Maybach ile
birlikte bugünkü modern karbüratörlerin esasını teşkil eden ilk şamandıralı
karbüratörü yaptı. 1885 yılında Reitwagen adında bir motorlu bisiklet de üretti
.Bu çalışmalar devam ederken Alman mühendisi Carl Benz (1844-1929) Daimlerin
motoruna kendi bulduğu ilk elektrikli ateşleme sistemini de ekleyerek ticari
yönden daha elverişli içten yanmalı motoru üretti.
1877-Otto yaptığı motorun patentini Amerikadan aldı.
1878—İngiliz mühendisi Dugal Clerk iki zaman esasına göre çalışan ilk motoru
bulmuştur.Bu motorda dört zamanlı motordaki emme ve egzoz supapları yerine,
silindirin yan tarafında bulunan emme ve egzoz pencereleri bulunmaktadır.
1880—Amerika’da George Brayton benzin yakıtlı motor yaptı.
1886—Alman Karl BENZ 14,5 Km
hız yapabilen satış amaçlı ilk arabayı üretti. At kullanılmadan kendiliğinden
hareket edebilen anlamındaki auto+mobile kavramının ortaya atılmasından sonra
ilk otomobilin doğumu, bugün Otto motoru olarak bilinen bu motorun
geliştirilmesinden tam 10 yıl sonra gerçekleştirildi. Karl Benz 3 tekerlekli
otomobili yaparak fabrika etrafında deneme turları atmıştır. Bu esnada karısı
ve işçileri heyacan içinde bağıra çağıra peşinden koştukları
bilinir. Ancak araç dört turdan sonra bozulmuştur. 9 Ocak 1886 tarihinde
Mannheim'li fabrikatör Karl Benz, Berlin'deki imparatorluk Patent Bürosu'na baş
vurarak "Gaz motoruyla hareket eden araç" için patent hakkını
aldı.Aynı yıl "Kendi kendine hareket eden otomobil" rüyasıyla uğraşan
bir başka kişi, Gottlieb Daimler , Stuttgart yakınlanndaki Cannstatt
kasabasında önemli bir başanya imzasını attı: Gottlieb Daimler ilk motorlu
otomobilini denedi.Birbirine çok yakın mekanlarda, ancak birbirlerinden
habersiz olarak otomobillerini geliştiren Daimler ve Benz buluşlanyla yeni bir
çağın açılmasına, dünyanın tam anlamıyla harekete geçmesine neden oldular.
1890— Herbert Akroyd Stuart Bir kaza sonucunda kızgın bir yere değen gaz
yağının hava ile karışarak yandığını gördü. Bu olaydan etkilenerek yaptığı
deneylerle motorunu geliştirdi ve patentini aldı. Motorunda yakıt emilen ve
hafifçe sıkıştırılan hava içerisine bir memeden gönderilerek patlayıcı ve
yanıcı bir karışım oluşturulmaktaydı. Bu karışımın yanabilmesi için cidarları
yüksek derecede ısıtılan ve buharlaştırıcı adı verilen bir ön yanma odası
vardır. Ana yanma odasına bir kanalla birleştirilen bu oda ilk hareket için
dışarıdan alevle ısıtılmaktadır. Bu motorda havanın ısısının sıkıştırma
oranıyla arttığı düşünülmediğinden verim düşük olmuştur.
1890—Bir Alman mühendis olan Capıtaine , Akroyd’un motoruna benzeyen bir
motorun patentini aldı. Bu motorlar yarım dizel ( kızgın kafalı ) motorların
esasını oluşturdu.
1890—İlk otomobillerin çoğu , dişlileri olmadığı için yokuş çıkamıyor ,
1893 Benz Victoriaönce durup sonra geriye doğru inmeye başlıyordu .1893’da
yapılan Benz Victoria marka arabada bir deri kayışı küçük bir kasnağa bindiren
bir kol kullanılmıştı . Bu düzenek tekerleklerin daha yavaş dönmesini ve yüksek
manivela gücünün arabayı yokuş yukarı tırmandırmasını sağlıyordu. Zincir
çekişli Velo tipi araçtada bu şekilde üç ileri bir geri kasnağı vardı.Çekişin
kolaylıkla arka tekerleklere iletilmesi için motor her zaman arkaya yada
sürücünün altına konuyordu.
1892-1897— Münih yüksek teknik okulu mühendislerinden Rudolf Diesel (18 Mart
1858-29 Eylül 1913_Pariste doğdu babası deri tüccarıydı Münih Sanat Okulundan
mezun oldu, tam bir rönesans adamıydı. Sanat, dilbilimi ve sosyal teorilerde
bilgi sahibiydi.) Buhar motorlarına uyguladığı bir takım mekanik değişiklikler
sonrası performansdan %10 kazanç sağladı. Bir gün Diesel bazı şeylerin normal
olmadığını düşündü: Kav parçalarını ufak bir cam tüpe koydu. Bir piston yardımı
ile, Havayı tüpe sıkıştırdı ve kavın yanmasını sağladı. Bu deney sonucu alınan
başarılı sonuç O'nu daha da hareketlendirmişti. 1885'de Paris'de bir
laboratuvar açtı, 1892 yılında “içten yanmalı kuvvet makinalarının çalışma
şekli ve imalatı” hakkındaki 67207 sayılı patenti aldı. Bu makinede havanın
sıkıştırılmasından sonra yakıt üst ölü noktada tedrici bir şekilde
püskürtülmeye başlanır ve bir basınç yükselmesi olmaksızın yanma başlar.
Yakıtın püskürtülmesi sona erince gaz kütlesinin genişlemesi başlar. Dr Diesel
önce Almanya da akaryakıt bulunmaması sebebiyle makinesini kömür tozu yakacak
şekilde geliştirme teşebbüsünde bulundu. Fakat kendi olanakları kısıtlı
olduğundan Krupp ve Maschinenfabrik Augsburger Nuerenberg ( MAN )
müesseselerini ikna ederek 1893 ağustosunda ilk modelin tecrübesini yapar. 3
metrelik demir silindirli, pistonlu bir düzenteker oluşturdu. Buhar motoru
yavaş yavaş yerini termodinamik motora bırakmaya başlıyordu Silindirlerin
soğutulmaması ve havanın 100
Kg / cm2 ye kadar sıkıştırılmak istenmesi Diesel in bu
ilk makinesinin başarısızlığına sebep oldu. 1897 Yılında yapılan üçüncü makine
Dr. Diesel in tam bir başarısı ile sonuçlandı. Bu üçüncü makine dört stroklu,
sıkıştırma sonu basıncı 30 - 40
Kg /cm2 olan, su ile soğutmalı ve yakıtı yüksek basınçlı
hava ( 70 atmosfer ) ile püskürtülen bir makineydi Teoride %75.6 fazla verim
alıyordu. Elbette bu teori sağlanamadı. Bu motordaki teknik verim % 24 ‘ e
kadar yükselmişti. Bu güne kadar bu motorlar üzerinde birçok değişiklik
yapılmasına karşın Rudolf Dizel’in koyduğu esaslar değişmediğinden Bu motorlara
dizel motorları adı verilmiştir.
1893—Amerikanın ilk başarılı otomobili “duryea” , J.Franck ve Charles Edgar
Duryea Tarafından yapılmıştır. Bir rivayete göre ilk karbüratörü Charles
Duryea’nın karısının lavanta püskürtme şişesinden ilham alarak yaptığı söylenir.
Halbuki Mayback karbüratörü bu tarihten çok daha önce bulmuştu.
1894—Dünya'daki ilk resmi otomobil yarışı, 22 Temmuz 1894'te düzenlenmiş ve
Paris-Roven arasında 50 km'lik
bir mesafeyi kapsayan bu yarışta 19 otomobil mücadele etmişti. Yarışı Le Petit
Journal Gazetesi organize etmiş ve sporcular saatte 18 km/h gibi baş döndürücü
bir sürat ortalamasıyla yarışmışlardı. İlerleyen yıllarda otomobil sporlarında
farklı branşlar gelişmiş ve ilk pist yarışı 1898'de Periqueeux'te
düzenlenmiştir.
1898— Fransa Otomobil Kulübü (AFC) Paris'teki Les Tuiliers'in güneşli
bahçelerinde ilk otomobil fuarını organize etmiştir. Fuara 269 firma
katılmıştır. İlgi çok büyük olmuş 140 bin meraklı ziyaret etmiştir. ACF fuara
her firmanın katılmasına izin vermemiştir. Katılmak isteyen otomobilin
Paris'ten Versailles'a kadar gidip geri dönebilmesi gerekiyordu.Paris'teki 15
Haziran 1898'de ‘‘Exposition Internationale d'Automobiles’’ adı altında Les
Tuileries'in güneşli bahçelerinde başlayan Paris Otomobil Fuarı 1913 yılında,
Birinci Dünya Savaşı'nın arifesinde, başlangıç tarihi sonbahara kaydırıldı.
Paris'te en güzel mevsimin sonbahar olduğu konusunda fikir birliği sağlayan
organizatörler, ekim ayında karar kıldılar. 656 firmanın katıldığı fuar
otomobil sektörünün büyümesinin de habercisiydi. Yılda 5 ila 20 otomobil üreten
‘‘dev’’ firmalar Renault, Peugeot, Darracq ve Berliet fuardan çok memnun
kaldılar... 2.Dünya Savaşı Fransız otomotiv dünyasına darbe indirdi. Fuar, 1939
yılından 1946'ya kadar düzenlenemedi. Fakat 1946'da düzenlenen fuar, sektörün
ölmediğinin, tam aksine patlamaya hazır bir bomba olduğunun habercisiydi. 1950
ise otomobil dünyasının geleceğinin parlak olduğunu gösteriyordu.
1902—İstenildiğinde benzinli istenildiğinde elektrik motoruyla ilerleyebilen
ilk aracı 27 yaşındayken Ferdinand Porsche yapmıştır. 1902 yılında
“Mixte-Wagen” adını verdiği aracı tanıtmıştır. Viyanalı bir fayton üreticisi
olan Ludwig Lohner ile birlikte çalışan Porsche 4 silindirli bir Daimler
motoruna aküler , bir jeneratör ve elektrik motorları ekledi. Bu haliyle Mixte
benzinli motor stop edildiğinde bile akülerin çalıştırdığı elektrikli motorla
ilerlemeye devam edilebiliyordu.
İlk hibrid otomobil Mixte-Wagen1902—MAN fabrikalarında Alman deniz
kuvvetlerindeki gemilerde kullanılmak üzere dizel motorları yapılıyor
1903—Fransız Gustave LİEBAU ilk emniyet kemerini tasarladı ve patentini aldı
1904—Kısa adı FIA olan Uluslararası Otomobil Federasyonu'nun 1904 yılında
kurulmasıyla otomobil sporlarının gelişimi daha da hızlanarak devam etmiştir.
Merkezi Paris'te bulunan FIA, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 90'ın
üzerinde ülkenin 100'den fazla otomobil kulübü ve birliklerini bünyesinde
toplamakta ve 50 milyonun üzerinde sürücüyü temsil etmektedir.
1905—İsveçli mühendis Alfred Büchi egzoz gazlarından yararlanarak çalışan bir
türbin vasıtasıyla dört silindirli bir motora aşırı hava yüklemeyi başardı.
1905—İlk 4WS ve 4WD sistemi Latil marka traktöre uygulandı
İlk 4WS ve 4WD sistemi Latil marka traktöre uygulandı1905—İlk tampon takılan
araç İngilterenin Kilburn kentindeki Simms Manufacturing Co. tesislerinde
üretilen 20 HP gücündeki Simms-Welback marka araçtır. Aynı yıl tamponun
patentinin F.R.Simms tarafından alınmasına karşın aslında bu fikir yeni değildi
1897 yılında Moravya’daki İmperial Nesseldorf vagon fabrikasında yapılan çek
malı Prasident marka otomobilin önüne tampon konmuş ancak Viyana yakınlarında
yapılan denemelerde ilk 10 milden sonra tampon düştüğü için bir daha
takılmamıştır
1908—ABD li Henry Ford T modeli adındaki ilk seri üretim otomobili yaptı. İlk
üretim bandı fikrinin de babası olan Ford 1913 de günde 1000 araba
üretebiliyordu
1912—İki zamanlı ve 12000 BG’de ilk yüksek güçlü dizel motoru yapılıyor
1918—İngiltere’de “ Royal aırcraft establıshment “ fabrikaları mekanik
püskürtmeli dizel yakıt sistemini geliştirdi. Böylece yüksek devirli dizel
motorları oluşturularak hafif taşıtlarda kullanılmasına zemin hazırlandı.
1919—Avrupanın ilk seri üretim otomobili Type A Citroen tarafından piyasaya
verildi. Citroen aynı yıl dünyada ilk organize satış sonrası hizmetleri
yapılandırdı.
1920—Voisin firması hidrolik olarak çalışan ABS'nin atası üzerine çalışmalar
yaptı." Frenlemenin tekerlekleri kitlemesini önleyici donanımı "
tanımıylada Almanyada 671925 nosuyla ilk patentini aldı
1923—Dünya'da otomobil yarışları düzenlenmeye başlandığı dönemde Osmanlı
Devleti "Sanayi devrimini" kaçırdığı için, Anadolu'da sadece "at
arabası" yapılabiliyordu. Bu nedenle ülkemizde otomobil sporunun
başlangıcı Batı Avrupa'dan çok sonra oldu. Türkiye'de otomobilcilik, 1923
yılında o günkü ismi Türk Seyyahin Cemiyeti olan Türkiye Turing ve Otomobil
Kurumu (TTOK)'nun kurulmasıyla resmi kimliğine kavuşmuştur. TTOK'nın
kurulmasından 4 yıl sonra ülkemizdeki ilk otomobil yarışı TOŞD tarafından,
İstanbul Veliefendi çayırında yapılmış ve 30 otomobilin katıldığı bu yarışı
Suphi Bey kazanmıştır. 1931 yılında İstinye-Maslak yolunda yapılan tırmanma
yarışına Mustafa Kemal ATATÜRK'ün gelip sporcuları kutladığı ve Türk
gençliğinin yüksek teknoloji isteyen bu spora eğilmesini istediği
bilinmektedir. Daha sonra İstanbul Hipodromunda yarışlar düzenlenmiş ve at
yarışlarında olduğu gibi müşterek bahisler yapılmıştır. İlk Türk bayan otomobil
yarışçısı olan Samiye Morkaya, o dönemlerde yapılan bu pist yarışlardan
bazılarını kazanmıştır.Türkiye'de Avrupa Ralli sistemine uygun olarak
düzenlenen ilk yarış da 1954 yılında 4 etap üzerinden koşulan
İstanbul-Ankara Rallisi, FIA kurallarına uygun olarak yapılan ilk ralli ise
1968 Trakya Rallisi'dir. Daha sonraki dönemlerde Ege Rallisi, Türk-Yunan Rallisi,
Hitit Rallisi, Kocaeli Rallisi ile Uludağ, İzmit-Keltepe ve Ankara-Kızılcahamam
Tırmanma Yarışları düzenlenmiştir. 1970 yılında Türkiye Otomobil Kulübü (TOK)
Oran Sitesi inşaatı sokaklarında Türkiye'deki ilk pist yarışını organize etmiş,
ancak güvenlik nedeniyle Ankara Emniyet Müdürlüğü izin vermeyince otomobiller
tek tek zamana karşı mücadele etmiştir. Türk Otomobil Sporlarının dönüm noktası
sayılan Günaydın Rallisi ise ilk olarak 1972 yılında düzenlenmiştir. Rahmetli
Ali Sipahi'nin girişimleriyle Günaydın Gazetesi tarafından organize edilen
yarışlar, gazetenin birinci sayfasından duyurulmuş ve halktan da çok büyük bir
ilgi görmüştür. İlk yıllarda sadece yerli üretim otomobillerin katıldığı bu
rallilerde o dönem ülkemizde üretim yapan Tofaş, Renault ve Anadol
fabrikalarının takımları arasında kıyasıya çekişmeler yaşanmıştır. Taksi
şoförlerinden oto boyacılarına ve üniversite profesörlerine kadar çok değişik
sosyal seviyedeki insanlar büyük zevk ve sportmenlik içinde yarışmıştır. Hatta
1977 yılında Zonguldaklı bir taksi şoförünün damalı taksi otomobiliyle Türkiye
Rallisi'ne katılarak çok iyi zamanlar kaydettiği bilinmektedir. 1979 yılından
itibaren "Uluslararası" bir kimliğe kavuşan, önce Balkan Şampiyonası
ardından da Avrupa Ralli Şampiyonası'na dahil edilen bu organizasyon halen
düzenlenmektedir...
1924—Citroen dünyanın ilk çelik karasörlü otomobili B10’üretti
1924—MAN 'ın ürettiği bir kamyon direk enjeksiyonlu dizel bir motoru kullanan
ilk vasıta oluyordu
1934—Citroen seri olarak önden çekişli araç üretmeye başladı
1938—Citroen Hidropnömatik süspansiyon sistemini icat etti
1938—İsviçreli kamyon üreticisi Saurer ilk turbo motorlu kamyonu üretti
1938— Klima'yı standart olarak kullanıma sunan ilk marka Studebaker
Commander'dir
1938—GM tasarımcısı Harley Earl ilk elektrikli cam sistemini Buick y'ye monte
etti.
1950— Formula 1 'in Tarihçesi Ne Kadar Eskidir?1894 ile (tarihte ilk kez Paris
ile Rouen arasında motorlu yarışın yapıldığı tarih) 1900 yılları arasındaki
dönemde "formula" yoktu. O zamanki araçların yarışları basitti.
Araçlar arasında itiş gücü (benzinli veya buharlı) ve koltuk adedi ile ayırım
yapılıyordu. O zaman, otomobillerde daima iki koltuk vardı ve 1920 lerin sonuna
kadar tek koltuklu otomobiller kullanılmadı. Arka dikiz aynasının icadı bu
gelişmelere önemli bir katkıda bulundu çünkü teknisyenlerden birisinin görevi
kendisini geçmeye kalkan birisi hakkında pilotu uyarmaktı.1907 ile 1939
arasında hemen hemen mümkün olan her türlü formül uygulandı. Asgari ağırlık,
azami ağırlık, tüketim ve silindir kutru konularında sınırlamalar getirildi
ancak 1939 dan sonra en sık görülen kural motorların silindir kapasitelerinin
sınırlanması idi. Bu sınırlama ilk kez 1914 yılında uygulandı. 1904 yılında FIA
tarafından tanımlanan ilk "Formula" nın devreye girmesini takiben (ki
azami ağırlık sınırlandı) daha küçük otomobiller için kategoriler oluşturuldu
ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar "Formula 1" ismi
kullanılmadı. FIA Formula 1 Dünya Şampiyonası 1950 de ortaya çıktı ve FIA
Formula 1 Dünya Şampiyonası olarak kabul edilen ilk Formula 1 yarışı 13 Mayıs
1950 de Silverstone'da yapılan İngiltere Grand Prix'idir.
1954 – Döner Pistonlu Motor ( Rotary-Wankel motoru ):1954 senesinde Felix
Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür. Bu motorda silindir
geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun çalışma prensibi kısaca, yakıt
odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir
içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir.
1957—İlk hız sabitleyicisi ( cruis control ) Imperial marka araçta kullanıldı.
1958—İsveç'teki Volvo Fabrikasında mühendis olan Nils Bohlin Üç noktalı emniyet
kemeri olarak bilinen sistemin patentini aldı.
1962—İlk seri üretim turbo motorlu otomobil Chevrolet Corvair Monza tanıtıldı.
Daha sonra bu modeli Oldsmobile F85 Jetfire takip etti
1963- Wankel motoru ilk kez NSU Spider marka araçta kullanıldı
1967—İngiliz otomobil firması Jensen İlk ABS'yi otomobillerine uyguladı
1973—Avrupa’da seri olarak turbo motorla üretilen ilk otomobil BMW 2002 oldu.
1978—Modern ilk ABS sistemi BMW 7 serisi ve Mercedes S serisinde uygulandı
1984—Turbo üreticisi Garrett intercooler adını verdiği bir turbo soğutucusu
geliştirdi. Bu sayede türbine giren hava soğutularak turbonun performansı artırıldı
1986—Çift turbo takılan ilk araç Porsche 959 oldu
1987—Bosch ilk üretici olarak ABS sisteminin daha gelişmişi olan ASR sistemini
piyasaya sürmüştür
1993—Fiat Croma TdiD değişken geometrili turboyla donatılan ilk otomobil oldu.
Sistem düşük motor devirlerinde turbonun verimini önemli oranda artırıyordu.
1995—Bosch 1995 yılında FDR sistemini aktif sürüş emniyetini sağlamak üzere
üretime almıştır. Özellikle virajlarda ve ani yol değişikliklerinde FDR
sistemi, yıldırım hızı ile motor, şanzıman ve frene müdahale ederek aracın
savrulmasını önler.
2004—Çift turbo takılan ilk seri üretim dizel motorlu otomobil BMW 535d oldu
2005—Mercedes üç turbolu v6 dizel motorla donatılmış konsepti Vision SLK 320
Cdi’yi Cenevre otomobil fuarında tanıttı.